'' Çünkü yazarlar analarının karnından değil,kalemlerinin ucundan doğarlar.'''' Kentlerin günahlarını orospularla çocuklar öder,dünyanın günahlarının ise filozoflar.''Mehmet Eroğlu, benim yeni tanıdığım yazarlardan aslında daha önce okumayı çok istememe rağmen kütüphanede kitaplarına rastlayamamıştım ama son gidişimde bulunca alıp okumak istedim. Düş Kırgınları yakın zamanda senaryolaştırılıp sinemaya da uyarlanmış.Kitabın konusuna gelirsek yine 80 darbesinin izlerini hissettiren,duygusal, yer yer de hüzünlü bir kitap diyebiliriz. Kuzey arkadaşı Sami ile beraber Foça'da otel işletmektedir. Bir gün ( 1988 yılları) Rum köyleriyle ilgili bir araştırma için genç ve güzel bir kadın olan Şafak Kuzey'in işlettiği otelde kalır. Şafak,Kuzey'e aşık olur genç kadının hisleri karşılıksız kalmaz Kuzey'de ona aşık olur ancak Şafak'ın hayatı bir gizem perdesidir ve Kuzey'i çok sevmesine rağmen defalarca onu terk edip ona yine geri döner. En son terk edişinde bir daha dönmemesi Kuzey'i ciddi anlamda yaralar. Şafak'ı her yerde arar ancak izine hiç bir yerde rastlayamaz böyle böyle tam 5 sene geçer ve bir gün otele Çiğdem adlı genç bir kız gelir. Kuzey'in otelini iflastan kurtaran bu genç kız aslında çok başka bir kişidir ve Kuzey bu genç kızdan etkilenmekle beraber kalbi hala Şafak'ı beklemektedir. Kitabın altı çizili ve benim de okurken çok not aldığım harika kelimeleri var. Kolay bir kitap değil zaten Mehmet Eroğlu içinize ilmek ilmek işlenecek türden bir hikaye kurup sizin o hikayeyi tamamlamanızı istiyor. Kitabı okurken sıkılmadım ağır okudum ama o bile harika bir tat verdi diyebilirim bazı kitaplar ağır okunmalı cinsinden bir eserdi bana göre. Hala tanışmadıysanız Düş Kırgınları sizin için iyi bir başlangıç olabilir ve son olarak kitap sinemaya da uyarlandı ancak benim bundan çok geç haberim olduğu için gösterimi kaçırdım umarım kısa sürede tekrar gösterime girer bende izleyebilirim. :)
Mehmet Eroğlu - Düş Kırgınları
published on 07:52
leave a reply
'' Çünkü yazarlar analarının karnından değil,kalemlerinin ucundan doğarlar.'''' Kentlerin günahlarını orospularla çocuklar öder,dünyanın günahlarının ise filozoflar.''Mehmet Eroğlu, benim yeni tanıdığım yazarlardan aslında daha önce okumayı çok istememe rağmen kütüphanede kitaplarına rastlayamamıştım ama son gidişimde bulunca alıp okumak istedim. Düş Kırgınları yakın zamanda senaryolaştırılıp sinemaya da uyarlanmış.Kitabın konusuna gelirsek yine 80 darbesinin izlerini hissettiren,duygusal, yer yer de hüzünlü bir kitap diyebiliriz. Kuzey arkadaşı Sami ile beraber Foça'da otel işletmektedir. Bir gün ( 1988 yılları) Rum köyleriyle ilgili bir araştırma için genç ve güzel bir kadın olan Şafak Kuzey'in işlettiği otelde kalır. Şafak,Kuzey'e aşık olur genç kadının hisleri karşılıksız kalmaz Kuzey'de ona aşık olur ancak Şafak'ın hayatı bir gizem perdesidir ve Kuzey'i çok sevmesine rağmen defalarca onu terk edip ona yine geri döner. En son terk edişinde bir daha dönmemesi Kuzey'i ciddi anlamda yaralar. Şafak'ı her yerde arar ancak izine hiç bir yerde rastlayamaz böyle böyle tam 5 sene geçer ve bir gün otele Çiğdem adlı genç bir kız gelir. Kuzey'in otelini iflastan kurtaran bu genç kız aslında çok başka bir kişidir ve Kuzey bu genç kızdan etkilenmekle beraber kalbi hala Şafak'ı beklemektedir. Kitabın altı çizili ve benim de okurken çok not aldığım harika kelimeleri var. Kolay bir kitap değil zaten Mehmet Eroğlu içinize ilmek ilmek işlenecek türden bir hikaye kurup sizin o hikayeyi tamamlamanızı istiyor. Kitabı okurken sıkılmadım ağır okudum ama o bile harika bir tat verdi diyebilirim bazı kitaplar ağır okunmalı cinsinden bir eserdi bana göre. Hala tanışmadıysanız Düş Kırgınları sizin için iyi bir başlangıç olabilir ve son olarak kitap sinemaya da uyarlandı ancak benim bundan çok geç haberim olduğu için gösterimi kaçırdım umarım kısa sürede tekrar gösterime girer bende izleyebilirim. :)
0 yorum: