Porto, Schalke 04 ve Lokomotiv Moskova deplasmanlarının ortak noktası "bitirememek". Maç 0-0 devam ediyorken 1-0'ı yakalayacak birçok imkan yakaladık. Garry Rodrigues ve Onyekuru gibi isimler bu noktada kaçırdıklarıyla daha çok konuşulur ama forvetsizlik diğer nokta.
Bu gruptan çıkamamayı da fazlasıyla forvetsizlikle açıklarım. Bitiremiyoruz, rakip ceza sahası içinde etkimiz yok. Top tutamamayı, ön alanda mücadele edememeyi de geçtim. Gol atamıyoruz, en basit yorum bu. Bu takımı Eren Derdiyok'a endekslemek yapılabilecek en büyük hata.
Gomis'i göndermek istersin de bunun altını doldurursun. Zaten altını doldurduktan sonra daha rahat satarsın, çünkü elin rahattır. Sen Gomis'i sattıktan sonra "en az 2 forvet alacağız" mesajını hem taraftara hem hocaya vermişsin. Geldiğimiz gün itibariyle kimse yok işte. Eren Derdiyok'un insafına kalmış durumdayız.
Son yılların en istikrarsız forveti. Tek istikrarı, oynadığı 2 iyi maçın ardından ortadan kaybolması. Geçen sezon da böyle değil miydi. İyi bir Kayserispor deplasmanı vardı, hepimiz şaşırdık. Sonrasında kayıp, neredeyse gol dahi bulduğu maç yok. Neyse ki Gomis'in gol istikrarı vardı.
Bu sezona dönelim. Bana sorarsanız sezona iyi girdi, sonrası yine yok. Lokomotiiv Moskova'yla kendi sahamızda oynadığımız maçın ardından kayboldu. Arada gol attığı oluyor ama etki gösterdiği bir maç sayamıyorum. Zaten o aralığın yarısında da sakat.
Yerine şu oynasın diyecek durumumuz da yok. Onyekuru da istikrarsız, Sinan Gümüş de. Radikal karar alacaksın bu durumda. Beşiktaş, Güven Yalçın'a o şansı veriyor işte. Vagner Love ve Larin kenarda bekliyor. Biz de Ali Yavuz Kol, Ahmet Sivri ya da Malik Karaahmet'ten birini atalım, ne kaybedeceksin.
Lokomotiv Moskova deplasmanında nerede duracağını bilen, az çok bitirebilecek bir forvet olsa en az 2 golü vardı. Sağdan topu getiriyoruz ve içeri soktuk işte. Gomis bu yolla en az 10 tane gol atmadı mı. Eren Derdiyok'u da izledik işte, bu yüzden kendisinden olmayacak. Yazık, başka bir yorumum yok.
0 yorum: