26 Haziran 2018 Salı

Bazı Kokular Huzur Verir



 Ben toplu taşıtları kullanmam. Hayatımda iki kere metrobüse bindim ikisinde de taciz edildim. Birinde yanımda iri yarı bir arkadaşım vardı, adamın biri arkamdan popoma iki kere dokundu ben de bağırdım, arkadaşım adamın üzerine yürüdü, adam kaçtı. Diğerinde ise yaşlı bir amca dirseğiyle göğsüme dokunup bir şeyler söyledi. kesin "tahrik oldum, ne giymişsin" demiştir. Açık falan da giyinmemiştim. Bu olaydan sonra kendime kızdım Marin senin paran var neden bu, normalde yanına bile yaklaşması imkansız olan insanlarla yanyana geliyor, bir de yolculuk ediyorsun diye. O zamandan beri de asla toplu taşıtlara binmem zaten otobüslerde yaşadıklarımı yazsam buraya sığmaz, onu da başka bir yazımda anlatırım.Toplu taşıt kullanmıyorum evet ama araba da kullanamıyorum, ehliyet bile almadım; bir ara alıcam da yine kullanamam çünkü yön tayinim zayıf, ayrıca çok sinirliyim ben trafiğe çıkarsam ya ölür ya da öldürürüm. Durum böyle olunca şöförlü araç kiralıyorum. Birkaç tane belirlediğim araç ve şöför var, onları çağırıyorum gideceğim yere bırakıp, alıyorlar. Bazen her zaman çağırdığımın işi oluyor ve onun yönlendirdiği başkası geliyor. Bazı şöförler sadece işlerini yapıyor, gerekmedikçe konuşmuyor, ben de zaten soğuk görünümlü ve soğuk yapılı biriyim, dışarıda bildiğiniz bir Rus casusu modundayım, konuşmadan yolculuk yapıyorum ama bazıları var ki off of. Adam sanki yıllarca konuşturulmamış da o an konuşmasına izin verilmiş gibi dıdrdır da dırdır. Hımm evet, öyle, haklısısnız... Kısa, net, sus artık cevaplarıma rağmen adam konuşmak için ölümcül bir çaba harcıyor, sanki çok meak ediyormuşum gibi telefonundan bana çocuklarının fotoğraflarını gösteriyor. Ben sosyalleşmek istesem toplu taşıtlara binerim değil mi?Geçen gün şansıma sessiz bir şöför geldi, yol da uzundu, sakin sakin yol alırken, camını açtı ve bana doğru bir koku geldi. Neyse ki ter kokusu değildi, zaten öyle olsa hemen uyarırırm; o kadar para veriyorum kimsenin ter kokusunu çekemem anında rezil ederim. Bu hoş ve bildik bir parfüm kokusuydu. Tanıyorum ama kimde vardı diye düşündüm durdum. Yol boyunca hayatıma giren adamlar geçti gözlerimin önünden ve kullandıkları parfümler... O kadar tanıdık ama bir o kadar da uzak zamanlıydı, bir türlü hatırlayamadım oysa sanki dün koklamıştım. Dayanamadım... Konuşmayan ben, adama parfümünü sordum.  Genç bir şöfördü, daha önce de almış beni hiç farkında değilim, benimle konuşmanıza şaşırdım, genelde keyifsiz olursunuz ben de bugün de afyonu patlamamış derim dedi. Beni gözlemliyormuş meğer. Yorgun oluyorum genelde o yüzden pek sohbet etmiyorum dedim. Neden seninle sohbet edeyim, ahbap mıyız? Neyse söyledi parfümünün adını: Brut!!! Tabii ya! Neden o kadar tanıdık ama o kadar eski olduğunu hatırladım. Bu parfümü hep çocukluğumda koklardım. Dedem, babam ve amcam kullanırdı. Huzur veren, seven ve asla terk etmeyen adamların kokusudur Brut. Teşekkür ettim şöföre ve hemen netten bir tane sipariş ettim. babalar gününde koşturmam yüzünden babama hediye alamamıştım. Hem nostalji olur hem de sevinir dedim ve sipariş ettim, geldi. Önce ben doya doya kokladım, sonra da babamda koklamak üzere hediye ettim. Bazı kokular da hisler de hiç değişmiyor neyse ki. ilişki itirafları, aşk, ilişkiler, kadın erkek ilişkileri, ayrılık, tutku, Madam Marin
Previous Post
Next Post

post written by:

0 yorum: