''Bilirsin,eğer hikayelerde duvara asılı bir tüfek varsa... bir an gelir mutlaka patlar.''İlk defa Murat Gülsoy okuyacağım için daha önce yazarı okumuş birinden tavsiye istedim ve canım arkadaşım Eylem bana başlayacaksan Baba,Oğul ve Kutsal Roman kitabından başlamalısın dedi aslında benim kafamda bir hikaye kitabıyla başlamak vardı ama kütüphanede bu kitabı bulunca,Eylem de tavsiye edince almamazlık edemedim.Murat Gülsoy'un okuduğum ilk kitabı Baba,Oğul ve Kutsal Roman.İyi bir şey okuduğunuzda şöyle sırtınızı iyice oturduğunuz yere dayayıp, derin bir nefes alıp '' Vay be! deyip bunu daha önce yaşamıştım ben deyip De-javu olduğunuz oldu mu? Ben iyi bir şey okuduğumda bu duyguyu çok sık yaşarım. Murat Gülsoy da da bunu yaşadım.Yazarın aşinası olanlar onun Oğuz Atay ve Tanpınar'a ne kadar düşkün olduğunu bilirler özellikle bu kitabı okurken her yerden Tanpınar ve eserlerinden alıntılar fışkırdı desem yeridir. Bu beni kitapta oldukça etkileyen sebeplerden biri, bir diğeri yazarın karanlık ama bir o kadar da aydınlanma yaşamasına sebep olan iç dünyasıdır ki bu yazarın ne kadar ince zekalı olduğunun bir işaretidir bana kalırsa.Akıcı bir dil ve samimi bir üslupla bir yazarın,köpeği Kıtmir ile yaşadığı dünyaya konuk oluyor onların gözünden dünyayı yorumluyor,seyrediyoruz bunu yaparken de yazarın Oğuz Atay, Ahmet Hamdi Tanpınar, Nabokov, Borges ve Orhan Pamuk'a olan hayranlığını imrenerek izliyoruz.Ben kitabı okurken Murat Gülsoy'un kitapta anlatılan yazar olduğunu hissettim kendisi ise vakti zamanında romandaki kahraman olup olmadığı hakkındaki soruya şöyle cevap vermiş:"insan yaşadıklarını yazmasa da; yazdıklarını yaşamış kadar oluyor. o yüzden de baba, oğul ve kutsal roman yaşanırken yazılan, yazılırken yaşanan bir roman. okunurken de yaşandığını sanıyorum. en azından aklımdaki ideal okurun böyle bir deneyim yaşayacağını hayal ediyorum."
Murat Gülsoy - Baba,Oğul ve Kutsal Roman
published on 07:31
leave a reply
''Bilirsin,eğer hikayelerde duvara asılı bir tüfek varsa... bir an gelir mutlaka patlar.''İlk defa Murat Gülsoy okuyacağım için daha önce yazarı okumuş birinden tavsiye istedim ve canım arkadaşım Eylem bana başlayacaksan Baba,Oğul ve Kutsal Roman kitabından başlamalısın dedi aslında benim kafamda bir hikaye kitabıyla başlamak vardı ama kütüphanede bu kitabı bulunca,Eylem de tavsiye edince almamazlık edemedim.Murat Gülsoy'un okuduğum ilk kitabı Baba,Oğul ve Kutsal Roman.İyi bir şey okuduğunuzda şöyle sırtınızı iyice oturduğunuz yere dayayıp, derin bir nefes alıp '' Vay be! deyip bunu daha önce yaşamıştım ben deyip De-javu olduğunuz oldu mu? Ben iyi bir şey okuduğumda bu duyguyu çok sık yaşarım. Murat Gülsoy da da bunu yaşadım.Yazarın aşinası olanlar onun Oğuz Atay ve Tanpınar'a ne kadar düşkün olduğunu bilirler özellikle bu kitabı okurken her yerden Tanpınar ve eserlerinden alıntılar fışkırdı desem yeridir. Bu beni kitapta oldukça etkileyen sebeplerden biri, bir diğeri yazarın karanlık ama bir o kadar da aydınlanma yaşamasına sebep olan iç dünyasıdır ki bu yazarın ne kadar ince zekalı olduğunun bir işaretidir bana kalırsa.Akıcı bir dil ve samimi bir üslupla bir yazarın,köpeği Kıtmir ile yaşadığı dünyaya konuk oluyor onların gözünden dünyayı yorumluyor,seyrediyoruz bunu yaparken de yazarın Oğuz Atay, Ahmet Hamdi Tanpınar, Nabokov, Borges ve Orhan Pamuk'a olan hayranlığını imrenerek izliyoruz.Ben kitabı okurken Murat Gülsoy'un kitapta anlatılan yazar olduğunu hissettim kendisi ise vakti zamanında romandaki kahraman olup olmadığı hakkındaki soruya şöyle cevap vermiş:"insan yaşadıklarını yazmasa da; yazdıklarını yaşamış kadar oluyor. o yüzden de baba, oğul ve kutsal roman yaşanırken yazılan, yazılırken yaşanan bir roman. okunurken de yaşandığını sanıyorum. en azından aklımdaki ideal okurun böyle bir deneyim yaşayacağını hayal ediyorum."
0 yorum: